NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
96 - (725) حدثنا
محمد بن عبيد
الغبري. حدثنا
أبو عوانة عن
قتادة، عن
زرارة بن
أوفى، عن سعد
بن هشام، عن
عائشة، عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم؛ قال "ركعتا
الفجر خير من
الدنيا وما
فيها".
{96}
Bize, Muhammed b. Ubeyd
El-Guterî rivayet etti. (Dediki): Bize, Ebû Avâne, Katâde'den, o da
Zürâratü'bnü Evfâ'dan, o da Sa'd b. Hişâm'dan, o da Âişe'den, o da Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet etti. Şöyle buyurmuşlar :
«Sabah namazının iki
rek'ât sünneti, dünyâdan ve dünyâdaki her şey'den daha hayırlıdır.»
97 - (725) وحدثنا
يحيى بن حبيب.
حدثنا معتمر.
قال: قال أبي:
حدثنا قتادة،
عن زرارة، عن
سعد بن هشام،
عن عائشة، عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم؛ أنه قال،
في شأن
الركعتين عند
طلوع الفجر
"لهما أحب إلي
من الدنيا
جميعا".
{97}
Bize, Yahya b. Habîb
rivayet etti. (Dediki): Bize, Mu'temîr rivayet etti. Dediki: Babam şunu
söyledi: Bize, Katâde, Zürâra'dan, o da Sa'd b. Hişâm'dan, o da Âişe'den, o da
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet ettiki,
Fecir doğduğu vakit
kılınan iki rek'ât, sünnet hakkında :
«Hakîkaten bu iki rek'ât
namaz, benim için bütün dünyâdan daha makbuldür!» buyurmuşlar.
İzah:
Hz. Hafsa hadîsini
Buharî «Ezan» ve «Namaz» bahislerinde; Tirmizî, Nesâî ve İbni Mâce dahî «Namaz»
bahsinde muhtelif râvîlerden tahrîc etmişlerdir.
Hafsa (Radiyallahu
anha) hadîsi, sabah namazının, sünneti iki rek'ât kılınacağına, bu iki rek'âtın
hafif tutulacağına, namazın fecir doğdukdan sonra kılınacağına delâlet etmektedir.
Aişe (Radiyallahû anha)
hadîsini Buhârî «Ezan» ve «Teheccüd» bahislerinde; Ebû Dâvûd ile Nesâî de
«Namaz» bahsinde muhtelif râvîlerden tahrîc etmişlerdir.
Hadisin bâzı
rivayetlerinde Âişe (Radiyallahû anha)'nın Fâtiha'ya «Ümmü'l-Kur'ân» yâni Kur'ân'ın
anası, diğer bâzı rivayetlerde «Ümmü'l-Kitap» yâni kitâb'ın anası, dediği
görülüyor. Fatiha'ya, bu ismin verilmesi Kur'ân-ı Kerîm 'in esâsını teşkil
ettiği içindir. Zâten arapçada (Ümm) kelimesi: Asıl ve esâs mânâsına gelir.
Filhakika Fatiha, Kur'ân-ı Kerim'in üç külli mânâsını ihtiva etmektedir.
Bunlar: Mebde', ma'aş ve ma'âd'dır. Mebde': Allah Teâlâ'ya, senada bulunmak,
Maaş: Ona İbâdet etmek; Ma'âd da: Cezadır.
Kurtubi diyor ki: «Hz.
Âişe'nin (Ben, acaba bu iki rek'atda fâtihâ'yı okudumu; diyordum.) sözü onu
okuyup okumadığında şüphe etmiş mânâsına gelmez. Bu sözden murâd şudur:
Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sâir zamanlarda nafile namazları uzun
tutardı. Sabah namazının sünnetinde kısa kesince, sâir nafilelere nisbetle hiç
okumamış gibi olmuşdur.»
Ulemânın bu husûsdaki
ihtilâfı bundan sonraki hadislerde görülecekdir.
Sabah namazının,
sünneti hakkında bâbımızdakilerden başka bir çok hadîsler vârid olmuşdur.
Meselâ: Ebû Dâvûd'un, Hz. Ebû Hureyre'den rivayet ettiği bir hadîsde Resûlullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
«Sizî, süvariler bile
koğsa yine sabah namazının iki rek'ât sünnetini bırakmayın!» buyurmuşdur.
Yine Ebû Dâvûd 'un,
Bilâl-i Habeşî (Radiyallahû anh)'dan rivayet ettiği bir hadîsde: Bilâl,
Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e; «İyice sabahladın...» demiş;
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
«Bundan daha fazla
sabahlasam yine sabahın iki rek'ât sünnetini güzelce ve yerliyerînce kılardım.»
mukabelesinde bulunmuşdur.
Tirmizî'nin, İbni Ömer
(Radiyallahû anh)'dan rivayet ettiği bir hadîsde Resûl-i Ekrem (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem):
«Fecr doğdukdan sonra
iki secdeden başka (nafile) namaz yokdur.» buyurmuşdur. Tirmizî, bunu «Fecr
doğdukdan sonra, sabah namazının iki rek'ât sünnetinden başka nafile namaz kılınmaz.»
şeklinde tefsir etmişdir. Daha başka hadîsler de vardır.